İnançlar Nükleer Silahlara Karşı Birleşti

VİYANA, 10 Aralık 2014 (IPS) – &com;Tüm dinlerin birleşmesi, bilgeliklerini buluşturarak bu birikimi uluslararası hukuk ve dünyaya sunması hiçbir zaman bugünkü kadar gerekli olmamıştı.&com;

Bu sözler, 6-7 Aralık tarihinde Viyana’da Nükleer Silahları Ortadan Kaldırın Kampanyası (ICAN) tarafından organize edilen sivil toplum forumunda nükleer silahlara karşı inançlar üzerine konuşan Uluslararası Adalet Divanı (ICJ) eski yargıçlarından ve kurumun 1997-2000 arası başkanlığını yürüten Christopher Weeramantry’e ait.

Weeramantry nükleer silahların son 50 yılda yeni bir dünya savaşı çıkmasını savunanları sert bir şekilde eleştirdi.

Bu silahların yarattığı tehdidin altını çizerek yıkıcı bir nükleer savaşla sonuçlanacak nükleer kazaların çoğu zaman sadece şans eseri önlenebildiğini belirtti.

Nükleer silahların &com;dinin her bir ilkesini ihlal ettiğini&com; belirten Weeramantry’e toplantıda çok sayıda inanç liderinden oluşan bir panel eşlik etti. Katılımcılar arasında Bosna Hersek müftüsü Mustafa Ceric, Mahatma Gandi’nin torunu ve barış aktivisti Ela Gandi ve Budist organizasyon Soka Gakkai International-ABD’nin ulusal kadın lideri Akemi Bailey-Haynie de bulunuyordu.

Her ne kadar inanç toplulukları arasında diğer konularda yaklaşım farkları bulunsa da, tüm panelistler ahlaki boyuta vurgu yaparak tüm dinlerin ortak değerleri bulunduğunu söyledi. Mustafa Ceric’e göre &com;mesele inançlı olup olmamak değil, gezegenin yıkımı karşısında oturup beklemek&com;ti.

Ceric insanlığın amaçları ve değerlerinin ortak ahlaki ve etik standartlardan oluştuğunu söyeleyerek dini toplulukların rolünün bugün her zamankinden daha önemli olduğunu ekledi.

Toplumdaki korku ve güvensizlikler karşısında barış ve güvenlik konusunda da sorumlulukları bulunduğunu belirtti.

Akemi Bailey-Heine kendi geçmişinde duygu yüklü bir örnekle devam etti ve annesinin 1945’teki Hiroşima bombalanmasından kurutulanlardan biri olduğunu söyledi.

&com;Nükleer silahların caydırıcı ya da meşru bir savaş seçeneği olarak görülmesi, tüm insanların sonsuz bir potansiyele sahip olduğunu yok sayan tek bir akıl yürütme biçiminden kaynaklanıyor. Hiç kimsenin bir başkasının değerli hayatını elinden almaya hakkı yok.&com;

Bailey-Haynie’ye göre nükleer silahların toplu imhadan başka bir işlevi bulunmuyor. İnsanlar ve çevre üzerinde yıkıcı etkileri bulunuyor; nükleer kaza olasılığını ya da terörizm potansiyelini yok saymaksa mümkün değil. Farklı ya da karşıt pozisyonlarda bulunan insanlar arasındaki diyaloğun bu konuda bir değişim yaratmaya başladığını belirtiyor.

&com;Bombardımandan kurtulanların ardından gelen neslin bir üyesi olarak, tüm silahların en insanlık dışı olanı, nükleer silahların hala yasaklanmamış olmasından dolayı derin bir üzüntü ve öfke duyuyorum.&com;

Anglikan rahibi ve Nobel Barış Ödülü sahibi Desmond Tutu, ICAN ve sivil toplum forumuna desteğini belirten ve katılımcılarla birliğini vurgulayan bir video mesajı iletti.

Tutu, Hiroşima ve Nagazaki’nin mağdurlarını onurlandırmanın en iyi yolunun, benzer bir olayın tekrarlanmasını önlemek üzere, nükleer silahlara tam bir yasak getirilmesi olduğunu söyledi. Paneldeki konuşmacılardan ikisi, Ela Gandi ve Mustafa Ceric 8-9 Aralık’ta Viyana’da düzenlenen Nükleer Silahların İnsani Etkileri Konferansı’na da katıldı.

Ela Gandi oradaki konuşmasında dedesini anarak, yaşasaydı onun da nükleer silah karşıtı harekete katılacağını söyledi.

Gandi hayatını çatışmaların şiddet dışı yollarla çözümüne adamıştı ve 1946’da yaptığı açıklamada &com;Atom bombası ahlak dışı, etik dışı, bağımlılık yapıcı bir düşünce biçiminin ürünüdür ve buradan ancak kötülük çıkar&com; diyerek nükleer silahlara karşı çıkmıştı.

Nükleer silahların varlığının diğer ülkeleri de bu silahları edinmeye ittiğini söyleyen Ela Gandi, nükleer cephaneliğin gelecek nesillerin refah içinde yaşaması önünde engel olduğunu belirtti.

Nükleer Silahların İnsani Etkileri Konferansı, 160’tan fazla ülkeden gelen temsilcilerin, sivil toplum temsilcilerinin ve mağdurların yoğun tartışmalarına sahne oldu. ABD ve Birleşik Krallık ilk kez kendi nükleer cephaneliklerinin tartışma ve eleştiri konusu olduğu bir toplantıda resmi olarak temsil edildi.

Din, çok sayıda lobici grubun dini arka plana sahip olduğu ve Papa Francis’in konuşmasıyla açılan konferansta önemli bir işlev üstlendi.

Papa, &com;İnsan yüreğine derinden işleyen barış ve kardeşlik talebinin, hepimiz için, nükleer silahların tam olarak yasaklanması yolunda somut adımlar atılmasını sağlayacağına inanıyorum&com; dedi ve &com;nükleer silahların olmadığı bir dünyanın mümkün olduğunu&com; ekledi.

Soka Gakkai International (SGI) Barış İşleri Program Direktörü Kimiaki Kawai son oturumda inanç toplulukları adına yaptığı konuşmada &com;Nükleer silahların ortadan kaldırılması sadece ahlaki bir zorunluluk değil, aynı zamanda insanlar olarak türümüzün değerini gösteren bir işarettir&com; dedi.

&com;Nükleer silahların varlığı bizim insan olarak kim olduğumuz ve potansiyelimiz hakkında geniş ve engelsiz şekilde düşünme kapasitemizi kısıtlıyor. İnsanlık çatışmayla mücadele için alternatif yollar bulmalı&com; diye ekledi.